logo

SON DAKİKA

Türk medyasının Gezi Parkı sınavı

turk-medyasinin-gezi-parki-sinavi



Taksim Gezi Parkı’nda başlayan eylem, on binlerce insanı sokağa döktü. Protestoları bazı gazete ve televizyonlar görmedi. Milliyet ilk günden itibaren yakın takipçisi oldu. Son beş gün içerisinde 70’in üzerinde haber yaptı
03 Haziran 2013 Pazartesi 10:22

Türkiye’de son dönemde özellikle siyasilerin söylemleri üzerinden gelişen toplumsal olayların medyada ‘yeterince’ yer bulmadığı bir gerçek.
Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların sökülüp, yerine kışla yapılması planlanan projeye karşı başlatılan eylemler ve sonrasında on binlerce insanın sokağa çıkmasına medyanın ‘sessiz’ kaldığı yönünde kamuoyunda bir iklim yaratılıyor.
Ana akım medyanın yurt geneline yayılan ve kitlesel bir eyleme dönüşen bu protestolara karşı tutumuna yönelik eleştiriler özellikle sosyal medyada geniş yer bulurken, gazete ve televizyonlarda yapılan haberler ya yok sayılıyor ya da okurları tatmin etmiyor.

‘Haber değeri yok mu?’
Milliyet Gazetesi’ni arayan bazı okurlarımız Taksim’de Gezi Parkı’ndaki eylemleri ilk gün neden yer vermediğimizi soruyor. Okurumuz Rüstem Balta, “Sabaha kadar süren çatışmalar ve protesto gösterileri düzenlendikten sonra bunun haber değeri taşıdığını mı düşündünüz?” diye soruyor.
Oysa Milliyet başından beri olayın takipçisi görünüyor. Öyle ki eylemin ilk gününden itibaren beş gün içerisinde olaylarla ilgili 70’in üzerindeki haber gazetenin sayfalarında yer bulmakta.  
28 Mayıs’ta Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği üyeleri parkın olduğu yerde yapılması planlanan Topçu Kışlası projesi kapsamında, yıkım çalışmalarının başladığı iddiasıyla sabaha kadar nöbet tutunca Milliyet haberi “Taksim Gezi Parkı’nda sabaha kadar nöbet” başlığıyla sayfalarına taşıyor. Haberde gece yarısından sonra Taksim Gezi Parkı’nda toplanan yaklaşık 50 kişilik grubun parkın duvarlarının yıkıldığı, bazı ağaçların söküldüğü gerekçesiyle sabaha kadar oturma eylemi yaparak alana girecek iş makinelerine engel olacakları bilgisine yer veriliyor.

‘Şiddeti hafifletmek’
29 Mayıs’ta yıkım ekiplerinin çalışmalarına devam etmek istemesi üzerine, olay yerine gelen çevik kuvvet ekipleri iş makinelerinin önüne geçerek yıkımı durdurmak isteyen protestoculara biber gazıyla müdahale edince habere bu kez “Gezi Parkı’nda polisle arbede” başlığıyla geniş yer ayırıyor.
Ancak Levent Ketenci adlı okurumuz haberin başlığına dikkat çekiyor: “ Habere ‘Polisle arbede’ başlığını atıyorsunuz. Milliyet internette çatışma diye veriyorsunuz. Arbede karşılıklı itişip kakışma, patırtı değil midir? Polis oturarak, kitap okuyarak eylem yapan çevrecilere gazla copla müdahale etmesini nasıl arbede veya çatışma olarak yazarsınız.”
Bir oturma eylemine polisin biber gazıyla, tazyikli suyla şiddetle müdahalesi ‘arbede’ gibi naif bir ifadeyle açıklanamaz. Burada okurumuz haklı. Var olan şiddeti hafifletmek, temkinli ifadelerle okura sunmak yersiz bir çabadır.
30 Mayıs’ta olayların tırmandığı üçüncü gün ise Milliyet muhabirleri polisin biber gazına maruz kalan ve fotoğrafı sosyal medyada binlerce insan tarafından paylaşılarak eylemin sembolü haline gelen Ceyda Sungur’u bulup konuştu.
31 Mayıs’ta Milliyet olayları manşetten vermiş, ‘Ne bu şiddet bu Celal’ başlığıyla polisin şiddetini manşetine taşıyor. Olaylar sırasında yaralananlardan, orantısız şiddete soruşturma açılmasına, muhalefetin suç duyurularından, mahkemenin ‘Topçu Kışlası’na durdurma kararına kadar bütün bilgileri okurlarıyla paylaşıyor.
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak başta olmak üzere, gazetenin yazarları, haber müdürü,  muhabirleri ve foto muhabirleriyle gece geç saatlere kadar olay yerinde bizzat bulunmuşlardır.
Buna rağmen  Nihal Çakır adlı okurumuz haberlerin gazetede yeterince iyi değerlendiremediği düşüncesinde. “Gazeteler halkın sesidir. Bu sesi gazetenizin değerlendirmediğini düşünüyorum. Bu eksikliğin farkındalığını görmezseniz gazete biter.”

Manipülasyon riski
Elbette Türkiye’nin dört bir yayına yayılan bu büyük kitlesel protesto gösterisinin büyümesinde sosyal medyanın katkısı büyüktür. Ancak basının haberleri görmediği iddialarıyla beslenen sosyal paylaşım sitelerinde dezenformasyon ve manipüle edilen haberlerin çokluğu da ayrıca kaygı verici.
Ölü sayısının artmasından eski olaylarla ilgisi olmayan başka gösteri fotoğraflarının yayımlanmasına kadar pek çok sorunlu haber dolaşıma girdi.
İnternet çağında bazı gazete ve televizyonların haberi görmemesi bu sorunlu haberleri de beslemektedir.
Dolayısıyla kamuoyunun doğru bilgi edinme hakkına karşı yapılacak tek şey; körleşmemek, basın üzerinde sansür ve otosansür yaratmaya dönük söylemlerden kaçınmak ve doğru haberciliğin peşini bırakmamak olmalıdır.



Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/turk-medyasinin-gezi-parki-sinavi/ombudsman/haberdetay/03.06.2013/1717825/default.htm



Etiketler: Türkiye , Taksim , çatışma , çevik kuvvet , Milliyet Gazetesi , sansür , oturma eylemi , iklim , akım , Kitap , internet , Sessiz , yeterince


Haber okunma sayısı: 1498

YORUM EKLE

Yorum Başlığı

Yorum

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.

YORUMLAR Tüm Yorumlar

  • Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

DİĞER HABERLER

GİRESUN - Hava Durumu

GIRESUN

ÇOK OKUNANLAR

  • Haber bulunamadı

ZİYARETÇİ SAYACI